26 Mayıs 2014 Pazartesi

Yine Likya Yollarında-4-Phaselis'te Deniz Tahtalı'da Kar

  Bugün dönüş günümüz.Tekirova'dan başlayan bir yürüyüşle Phaselis antik kentine ulaşacağız. Denize girmek için hazırlıklı çıktık yola.Daha önceki yıllarda tekneyle Phaselis antik kentine gelmiş ve zamansızlıktan denize girememiştim.

Yolumuz, rehberimizin daha önceki tecrübesine dayanarak jandarma karakolunun oradan oteller yoluna girerek başladı .Fakat o yolun sonunda mevcut alanını arkaya doğru genişleten meşhur bir oteller zincirinin inşaatı çıktı karşımıza.Rica ederek bir güvenlik görevlisiyle inşaat alanından geçerek yolumuza devam ettik. Asfalt yolu bitirip zincirle kapatılmış sahil yoluna geçtik.Sahil boyunca yine tepe çık-koya in tarzında küçük bir yürüyüşle antik kentin sahiline ulaştık.Deniz burada gerçekten harika.Antik kenti daha önce gezdiğimden denize girmek önceliğim oldu.Sezonunda kalabalıkları ağırlayan bu güzel koyda sessiz sakinken denize girmek büyük nimet.








Dönüş vaktine yaklaşırken antik kentte hızlı bir şekilde dolanıyorum ve grup arkadaşlarımın yanına dönüyorum.İlk günden beri çıkalım mı çıkmayalım mı tartışmalarını yaptığımız Tahtalı Dağına bu güne başlarken çıkma kararı aldık.Gruba güzel bir indirim almak ta bu kararda etkili oldu tabii.
Bir zamanlar Eski Antalya reklamlarından hatırladığım denize girdikten sonra dağa çık kayak yap iddiasını kanıtlayacağız :)

Döne döne çıktığımız teleferik yolu bile ne kadar keyifli bir işe kalkıştığımızı hissettiriyordu.Ben 4 yıl önce de teleferikle Tahtalı dağına çıkmıştım.Grup arkadaşlarıma da karar aşamasında deneyimlemesini tavsiye ettim.Herkes sonuçtan mutluydu.Büyük bir kabine doluştuk ve 10 dk'lık keyifli bir yolculukla zirveye çıktık.Zirvede evet kar vardı.Bütün yürüdüğümüz koylar önümüze serilmişti.Bu görüntüye bakıp ''İşte şurdan şuraya kadar yürüdüm''demek çok mutluluk verici. Yine fotoğraflar çekerek güle oynaya manzara izleyerek inişimizi yaptık.


Artık dönüş vakti...Uzun bir yol bizleri bekler... Yorgun ama mutlu 26 gezgin yine yollara dökülmek üzere  normal yaşamlarına geri döner...

19 Mayıs 2014 Pazartesi

Yine Likya Yollarında -3-Ovacık'tan Roma Köprüsü'ne İniş

 Soma faciasının oluşturduğu acı gündem, hayatımızda adeta bir herşeyi bırakıp hayat konusunda düşüncelere dalma,ülkemizde kolayca harcanan,değer verilmeyen insan varlığımızın ne zaman önemsenir hale geleceği konusunda bir kahırlanma süreci oluşturdu bende.Acılı ailelere başsağlığı diliyorum...
Elim hiçbirşeye gitmese de yavaş yavaş rutinime dönmeye başladım işte.Likya Yolu yazılarım üzerinden bir ay geçmesine rağmen yazılmalı, tamamlanmalıydı.
                                            .......................................................

  Bugün üçüncü gündü ve bizim programımıza göre Roma Köprüsünden başlayan rotamız  Göynük Çayı boyunca yürünüp giderek yükselerek Ovacık'ta son bulacaktı.Bir önceki gün bol iniş çıkış yapmış grup üyelerinin mızıldanması sonucu rota tersine döndü ve biz Göynük Yayla yolundan Göynük Çayı boyunca aşağı salınarak, kah daralıp kah genişleyen yoldan keyifli bir yürüyüş gerçekleştirdik.Solumuzda kalan çay bazen çok aşağılarda kalıyor,bazen içinden karşıya geçecek kadar bizim yanımızda oluyordu.Beyaz kayaların arasından cılız bir şekilde akışına bakarak bu derece derin bir vadi oluşumuna bir zamanlar nasıl bir akışın sebep olduğunu düşünüyor insan yürürken.Yol çoğunlukla ulu ağaçların eşliğinde devam ediyor insana kendini küçücük hissettiriyor.Yolun sonunda Roma Köprüsü ise güzel görüntüsüyle bir armağan olarak yorgun bedenlerimize canlandırıcı bir etki yaptı ve son son güzel bir görsel hatıra olarak zihnimde kaldı.

 Günün tam ortasında beyaz kumlar, kayalardan yansıyan fotoğraflar pek iyi çıkmasa da yine de sizlere parkur hakkında bir fikir vereceğini umuyor ve yürüyüş fotoğraflarımdan küçük bir seçkiyle şimdik hoşçakalın diyorum.









 

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Yine Likya Yollarında-2- Çıralı'dan Tekirova'ya

İlk gün gece yolculuğunun ardından küçük bir Çıralı yürüyüşü yapıp konaklama yerimize dinlenmeye çekilmiştik.Bugün artık asıl macera başlıyor.19 Km 'lik parkura bir 3 Km kadar da Çıralı sahilinden yürüşü  ekleyip 20 Km nin üstünde bir yol katedeceğiz.

Parkur tabelasına kadar düz yürüdük ve tabelayı görmemizle kendimizi yokuş yukarı çıkarken bulduk.Parkur bundan sonra bu son yokuş mu? Sorularıyla ine çıka devam etti.Önce tepeden güzel bir koy görünmeye başlıyor, sonra o koya iniyor daha sonra geride bıraktığımız güzel manzarayı bir de geride kalmış haliyle seyre dalıyorduk.







Birbirinden güzel sahillerde bir iki erkenci tatilci dışında kimsecikler yok.Davetkar deniz Nisan neyin dinlemeden girilesi görünüyor.Hevesimi Phaselis'e saklıyorum.Günün sonuna doğru ayaklarımızı denizle buluşturarak kendimizi ödüllendiriyoruz.


 Tahtalı... Son gün giderayak teleferikle çıkmaya karar verdik

Son tırmanış... Geniş ve sarı toprak yolu katederken sağdan Tekirova'nın sonundaki büyük tatil köyü ;Amara Dolce Vita'nın görülmesi parkurumuzun sonuna geldiğimizi anlatıyor.

Yorucu ama son derece güzel manzaraların eşlik ettiği bir parkurdu.Bu bölgenin Likya parkurlarında daima bizlere görüntüsüyle eşlik eden Üçadalar yine bizleri yanlız bırakmadı ve deniz...Evet herkeslerden önce tadına bakılası...