12 Mayıs 2013 Pazar

5.Kocaeli Kitap Fuarı

Kocaeli Kitap Fuarı başladı.An itibarıyla ben de orada yerimi aldım.Hatta gittiğimde açılış töreni yapılıyordu.Büyükşehir belediye başkanı ve çevresindekiler ben dolanırken sıkı bir kalabalık grup olarak zaman zaman da karşıma çıktı.






Fuara dönersek...İyiki şehrimizde gerçekleşiyor diyorum.Maalesef İzmit'te uzunca bir süredir  aradığımızı bulabileceğimiz nitelikte büyük bir kitapçı yok.Hatta düşünüyorum da düzgün bir küçük kitapçı bile kalmadı.Alışveriş merkezlerinde bile şu bildiğiniz grubun kitabevi var.Tabii içinde kitap yok.Bu yokluklar içine adeta bir vaha etkisi yaptı kitap fuarı.İlk gün 59 bin kişi ziyaret etmiş,bu da şehrimizdeki bu boşluğu ve halkımızın edebiyata kültüre olan açlığını göstermekte.




 Öğlen saat bir gibi girdiğim fuardan akşam yediye doğru çıktım dersem anlarsınız heralde.
Ahmet Ümit'in söyleşisine katıldım.Döndüm yine dolandım.Güzel,keyifli bir gün geçirdim.
İzmitli-Adapazarlı arkadaşlar kaçırmayın !
 Fotoğraf Hocamız Berker Dalmış'ın Standında...

Aldığım Kitaplar ise;

Bekleyiş -Ha Jin
Kimse sormazsa Ben Sorarım -Ayşe Arman
Prof. Dr. Afet İnan Biyografisi
Bab-ı esrar -Ahmet Ümit
Kardeşimin Hikayesi -Zülfü Livaneli
Yalandan Kim Ölmüş- Orhan Baykal-Uğur Dündar

5 Mayıs 2013 Pazar

Likya Yolu Karaöz'den Olympos'a - Musa Dağı Yürüyüşü

İkinci yürüyüşümüz konakladığımız Adrasan'dan başlayıp Olympos Sahilinde sona erecek olan bir dağ tırmanışı ve inişi parkuru. Musa Dağı...



Yüksekliği 780 m olan bu dağımız Olympos'a kolay yoldan gitmek istemiyorum dağları aşıp geldim,bu sahili görmeyi hakettim hissi verdi bana, Çıralı sahilinde oturup denizi seyrettiğimde.

18 Km lik bir yürüyüş idi.Adrasan Deresi boyundaki portakal bahçelerinde lay lay lom başlayan yürüyüşüm bu dağ bitmedi mi sızlanmalarıyla zirveye varmamızla yarılandı.Hamlamış vücudum için zorlayıcı bir tırmanış oldu.




Dağın tepesinde yemek molası verdiğimizde yine herşeye değer hissi galip geldi tabii ki.Uzun uzun manzaranın tadını çıkarıp istikamet Olympos diyerek dağın diğer yanından inmeye başladık.
Fotoğraflarda göreceğiniz adeta ağaç mezarlığı görünümündeki kısımdan geçerken yarıdan yukarısı olmayan ağaçlar çok ilginç geldi.







Devamında sürekli dik ve nemli kaygan zeminden attığımız adımlara azami dikkat göstererek uzun uzun indik.amazon ormanı gibi gökyüzünü zor gördüğümüz gözler yerde pür dikkat iniş te zorlayıcı olmaya başlarken artık sona yaklaştığımızın sinyallerini almaya başladık.

Gök daha bir görünmeye otlar daha bir belirginleşmeye başladı ve nihayet Olympos Antik Kenti Harabeleri kenarından deniz seviyesine inmiştik.Bir 10 dakikalık sahile doğru yürüyüş ve deniz kenarındayız.

O sahilde dinlenmemin değerini sizlere anlatamam. Sadece manzaraya, denize giren , eğlenen,dolanan mutlu insanlara bakmak.Sadece derin bir huzur hissetmek. Ülkemizin genel huzursuz havasını bir an olsun unutup hayat bayram olsa hissi.Evet ben bunun için buradaydım...