28 Nisan 2013 Pazar

Likya Yolu Karaöz'den Olympos'a-Gelidonya Feneri'ne Yürüyüş

Bir 23 Nisan tatilini daha Likya Yürüyüşleri ile değerlendirmenin planını aylar öncesinden yapmıştım.
Bu tür yürüyüşlerde yılların tecrübesiyle ,sorunsuz işlere imza atan Trekist grubunun yine bir organizasyonuyla düştük yollara... Bu ikinci katılımımla bir üyesi sayılıyorum artık sanırım.
İstikamet Adrasan, yürünecek parkurlar Gelidonya Feneri ve Musa Dağı .Biraz hamlamıştım ama bir o herkeslere nasip olmayan manzaraları görmek için  de gözümü karartmıştım.



İlk gün istikamet Gelidonya Feneri oldu.Türk kıyılarındaki en yüksek noktada bulunan  bu fenere  Mavikent'ten başlayan,tatlı bir eğimle  güzel manzaralar sunan,arada Korsan  Koyu'na uğrayan bir yoldan çıkmaya başladık.Yol 8 Km kadardı.


Korsan Koyu
Korsan Koyu'nu daha önce denizden görmüştüm.Karadan gelip orada vakit geçirmek süper bir deneyimdi.Koyun girişine demirlemiş küçük tekneyle oluşan manzaranın seyrine doyum olmadı.
Yola devam ettikçe turkuazdan laciverte deniz manzaralarını fotoğraflayarak yorulmadan yola devam ettik.





Fenere varmadan son 2 Km çok daha dik ve zorlayıcı oldu.Nefes nefese vardım diyebilirim.Hemen kendimi bir kayanın üzerine atıp  aşağıda gördüğünüz sağlı sollu ayrı güzel manzaranın tadını çıkardım.
Yürüyüş 4 saati geçmişti.Benim de içinde bulunduğum bir grup aynı yoldan geri dönerken,geri kalan arkadaşlar çadırla fenerin orada kalacak ve ertesi gün Adrasan'a doğru yürüyeceklerdi.Konaklamamız Adrasandaki hostelimiz Jungle Bells'de olacaktı çünkü.

Yarım saat fotoğraf çekip manzara seyredip dönüş yoluna çıktık.Hava tam kararmadan önce Mavikent'te otobüsümüze kendimizi attık..Yorgun ama mutlu Jungle 'ın içindeki hostelimizdeki  akşam yemeğine yetişmek için yola koyulduk.

16 Nisan 2013 Salı

Emirgan'ın Laleleri


Pazar günü soğuk demedim,yağmur yağabilir demedim.Taa Sapanca'dan kalktım soluğu Emirgan'da aldım. Çünkü Emirgan'da olmanın en güzel vaktiydi şimdi....Lale vakti.
Lale Festivali nedeniyle rengarenk görünen Emirgan Korusunda değişik çeşitlerini fotoğraflayarak laleler arasında dolanmak adeta ruhuma terapi oldu
.
Koru gayet güzel düzenlenmiş.Çocuklar için  geniş oyun alanları,ailelere piknik masaları,sunni ama yine de güzel görünen şelaleyle hareketlendirilmiş minik gölü,brunch hizmeti veren köşkleri ile hava almaya çıkan insanımız için güzel bir ortam yaratılmış.









Fotoğraf çeke çeke aşağıya doğru inerken daha önce, ön hazırlık yaparken öğrendiğim İsmail Acar resim sergisini gösteren işaretleri görünce o tarafa yöneldik.


Sergi salonunun eski-yeni hali


Eskiden mezbelelik olan tarihi bina modern dokunuşlarla güzel bir sergi salonuna dönüştürülmüş.Takdire şayan bir çalışma, çok beğendim.İçinde sergilenen İsmail Acar resimlerine ise hayran oldum.O devasa tablolardan birine sahip olmak isterdim çok güzeller.

12 Nisan 2013 Cuma

Durmak Yok !

 Haziran başında köyümüzde şenlik var.Her yıl olduğu gibi bu yıl da el işi takı tasarımlarımla orada olacağım.Zaman daralıyor. Çalışmalarıma hız verme zamanı geldi.Bu aralar boş vakitlerimde kaneviçelerimle uğraşmaktayım bu nedenle.Mini mini çiçekler,kelebekler sıralanmakta...

9 Haziran Yanıkköy Şenliği bir kenara not edin.Böylesi tüm gün müzik, dans ve eğlenceyle geçen yöresel yiyecekleri tadabileceğiniz, kafkas kökenli sakinlerinin evsahipliği yaptığı bir köy şenliğine heryerde rastlayamazsınız...
Nasıl mı işte geçen seneki şenlikten görüntüler ...

1 Nisan 2013 Pazartesi

Mart'ın En Sıcak Gününde Beşkayalar Yürüyüşü

Bahar geldi ve benim için yürüyüş sezonu açıldı.
Öyle güzel bir cografyada yaşıyorum ki Sakarya-Kocaeli civarı yemyeşil dağlar,yaylalar,akarsular ile bir dolu yürüyüş rotasına ev sahipliği yapıyor.

Biraz bu konuya ilgi duyanlar Yuvacık Civarına mutlaka gelmişlerdir.Beşkayalar Tabiat Park'ında akan derelere yarenlik ederek yürümüşlerdir.
Dünkü rotamız da bunlardan biriydi Aytepe'den Servetiye köyü'ne inen yolları takip ederek eğlenceli bir yürüyüş gerçekleştirdik.Önce bir saatlik yürüyüşün ardından,Veysel Dayı'nın Yeri denen doğayla uyumlu duraklama mekanında, kahvaltı ve öğlen yemeği yerine geçen kayıntılarımızı çay eşliğinde atıştırdık.
Ardından asıl yürüyüş başladı.Kıvrıla kıvrıla düşük rakımlara inmeye devam.










Yolumuz iniş ağırlıklı olduğu için arka taraftaki kaslar çalıştı.Şimdi ''Neden durduk yere bizi çalıştırdın'' sitemini merdiven inerken bana iletmekteler efendim !

Çok zorlanmadan yürümek isteyen, çalı,ağaç arasındaki dar patikaları değil de daha çok geniş toprak yolları tercih edenlere tavsiye edebileceğim bir parkur.
Minik bir dere geçişi var sadece.Milli Mücadeleki rolü nedeniyle önemli olan Servetiye Cami Köyünde sonlanıyor.Sakin ,küçük bir köy kendisi.İndiğimizde sokakta bir kişi bile yoktu diyebilirim :)

Sağlıklı bir yaşam için daha sık katılmam gerektiğini düşündüğüm doğa yürüyüşlerine inşallah fazla ara vermeden devam ederim.