Beyazıt'ta kapalı çarşının Çarşıkapısında girip,bu en üst caddesinden dümdüz ileri yürüyünce Mercan Yokuşu'nun başına çıkılıyor.Aşağıya doğru salınıp inerken sağda solda fermuar,düğme,zımba,etiket toptancılarının ağırlıkta olduğu küçük dükkanlar eşlik ediyor ziyaretçilere.
Benim asıl ihtiyacım takı malzemesi olduğundan ''Hımf şurda şu varmış burda bu varmış'' bakınmalarıyla yoluma devam ettim.Saat ilerledikçe ve ben aşağılara indikçe kalabalık artmaktaydı.Tahtakale tarafına saparken daha bir perakende ve renkli süslü malzeme satan dükkanlar görünmeye başladı.Bir ikisine baktım takı olarak on katı fazla para verip te aldığım metal kuru kafalara selam verirken ,sağda bujiterilerin olduğu bir pasaj gördüm.Hemen içeri attım kendimi tabii ki.Tam yerini bulmuşum Marpuççular Hanına yan taraftan girmişim meğer .İçini dolaşırken anladım bunu.
Yaşasın malzeme alacağım hissiyatı fazla sürmedi.Nedeni ise hanın sakinlerinin artık %90 oranında hazır takı,toka,bujiteri satan dükkanlardan ibaret olmasıydı.
Bunca yolu bunun için mi geldim ben, bu kadar mı yani diyerek üst katlara döne döne çıkarken, yine dükkanları tarıyordum umutla.Sadece bir yerde aradığım aparatlardan buldum o da sınırlı modelde.En önemli keşfim ise yine bir malzemecide E6000 yapıştırıcısını hem de büyük boy olarak bulmam oldu.Şahin gibi atladım.Hiç ummadığım bir dükkanda karşıma çıkmıştı ne de olsa.Bu bahsettiğim iki dükkanın fotoğraflarını çektim ki unutmayayım.Aşağıda sizlerle paylaşıyorum.
E6000 'in olduğu dükkan
Aradığım malzemeyi bulduğum dükkan
Bir de toptan zincir satan küçük bir dükkandan ihtiyacımı karşılayacak miktarda zincir aldım.10 metre aldığınızda toptan fiyatına veriyorlar.Zinciri zincirciden alın diğer karışık malzeme satanlarda fiyat daha yüksek bu tüyoyu da vereyim ;)Handaki tüm dükkanları taradıktan sonra artık başka bir şey bulamayacağımı anlayınca işin gezme kısmına devam ettim.Hava güzel İstanbul kalabalık güzel ve karnım aç ! Bu şehre gelip denizle haşır neşirliği artınca insanın canı balık ekmek yemek istiyor yahu ! Eminönü tam keşmekeşti Karaköy'e yürüyesim geldi.
Mısır çarşısı civarı görüntüleri
Balığı ,ekmeği,midyeyi ve şalgam suyunu masaya dizdirip büyük bir kavuşma gerçekleştirdim kendileriyle.
Oradan İstiklal'e tabanvayla çıkış ve yoruluş.Dönerken tramvay ve tüneli kullanarak kendimi ödüllendiriş.
Kadına şiddete dair protesto yürüyüşü
İstanbul'da bu sefer sanki çok fazla turist vardı.Her girdiğim dükkanda bir yabancı dil,başımı her çevirdiğim yerde farklı bir ülke insanı.Bu görüntüyü seviyorum.Bu dünya insanıyım hissini bir de Kapadokya'da yaşamıştım. Keşke herkes kardeş olsa,birarada mutlulukla yaşasa,bu farlılıklardan nefret değil sevgi doğsa....