28 Haziran 2012 Perşembe

Maden Deresi

Karasu - Kocaali arasında yer alan bir doğa güzelliği....Maden Deresi
Maden Deresi adını gerçekten de burada Osmanlı döneminde işletilen madenlerden almış.
Kurşun,boraks,çinko ve altın çıkarılıyormuş. Adapazarı yönünden gelince Karasu'dan geçince bir 10 dakikalık yol sonrası varılıyor Maden Deresi'ne.


Başlangıç kısmı piknik alanı olarak düzenlenmiş.Girişte araçlardan ücret alınıyor bilginize.
Giriş kısmında bir de büyük otel inşaatı var .Bir zamanlar başlanmış yarım kalmış şimdi yine bir kaldığı yerden inşaat devam ediyor havası var.



Yansımalar harika...
Bungalov evler bir kafe bir de büfe var hizmet gören.Bir dolu da betondan( uzun süre önce yapıldığı belli olan) oturma piknik grupları.Bunlar ahşapla değiştirilip biraz da miktarı azaltılsa  görüntü kirliliği  de bir nebze azaltılmış olurdu.

Bu noktada suyun bir ayna gibi kıpırtısız,geniş ve sığ hali çok çekici ve yansıma fotoğrafları çekmeye imkan veriyor.Tabii minik piknikçilerin suya girmesine de.



Kahvaltımızı burada yapıyor ve yürüyüşe geçiyoruz.Bir zamanlar yapılmış ve terkedilmiş bir yapay şelaleli su havuzu önünden geçiyoruz başlangıçta.Canlandırılsa hiç fena olmazdı.

Yürüyüşte dere içinden geçmek ilk başta zor gelse de ayaklarım suya alışınca çıkasım gelmiyor.Her fırsatta derenin makul soğukluktaki suyuna giriyorum.

Yukarı doğru çıktıkça manzara çok daha güzelleşiyor.
Bir bölüm var ki bir daha görmek istediğim bir manzarayı oluşturuyor.Yüksek,bir kısmı kırılmış,kesilmiş gibi görünen bir tepe düşünün ve o kırılmış kısımdaki çıplak kayalardan sürekli  iri damlalar halinde yağmur yağıyor.Biz de altına girip poz veriyoruz :)

Dere içi yürüyüş  daha keyifli bir hal alarak devam ediyor.Son durak ise şelale.Suyun düştüğü yere büyük bir set yapılmış ve o setin bir kenarı kırılmış.Bu setin hikayesini neden yapıldığını merak ettim doğrusu.Araştırdım sadece Cenevizliler döneminde yapıldı bilgisine ulaştım..Setin ardından dere ve güzergah devam etse de öğleden sonraki bir önceki postta anlattığım Acarlar Longozu ziyareti ile gezimiz devam edecek ve zamanı iyi kullanmalıyız.

Şelale pozları,fotoğraflanması sonrasında grup ikiye ayrılıyor.Bir grup tepeye tırmanışa geçiyor.Yağmur tepesi adını verdiğim ziyaretçileri,yamacın üzerinden geçiren bir yol var kayaların içine oyulmuş enteresan bir yol , oradan dönecekler.Ayakkabılarım ıslakken ayağımın çamurlu zeminde kaydığını ferkeden ve dere yürüyüşüne bayılan ben,daha kuru bir halde çıkmak üzere yine geldiğimiz dere yolundan dönmeyi tercih ediyorum.

Aslında su da beni çağırıyor,etkisine girdim bir kere uzak kalmak istemiyorum.Deniz ,dere, göl farketmez bir su düşkünlüğüm var.Dönüş te haliyle keyifli geçiyor.

Maden Deresi 'ni  herkese tavsiye ederim.Doğası harika,içinde yürüyerek vakit geçirmek,sunulan görsel şöleni seyreylemek huzur verici.Gitmeye değer,güzel hislerle ayrılacağınız bir doğa parçası.Dereye girip serinlemek isteyenlere de uygun kısımları var.Ben bir kez daha gitmek isterim.Sizin de aklınızda olsun derim. Hoşçakalın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder