Meral Sanat Evi

Merhaba...

Bugün bir duyuru yapacağım. Hemen yanıbaşımızda, Kırkpınar'da çalışmalarını sürdüren, Meral Hanım 500 üyeye sahip olmasını kutlamak amacıyla bir çekiliş düzenliyor.Özellikle hamur kabartmalı çalışmalarını beğenerek izlediğim ve bir gün kendisinden ders almak istediğim ablamızın bloğunu ziyaret etmek isterseniz. İşte buradan buyurunuz.Meral Sanat Evi

Çalışmalarından bir örnek

Şelale Alabalık Tesisleri

Merhabalar
Yine bir indirim fırsatı vakkası ve Sapanca mekanı yazısı ile ekranınızdayım.
Mekanımız Şelale Alabalık.
Sapanca Mahmudiye Sırma Su Tesislerine çıkarken hemen sağ tarafta kalıyor.Yani ana yoldan çok fazla çıkmıyorsunuz.3-4 Km kadar.

Ortam güzel yeşillik,akan dere.Bir Sapanca klasiği.

Mekan her iki gelişimde de boş.Neden böyle... Bu yemyeşil,hoş mekan neden bomboş bekliyor diye düşünüyoruz.Malesef bir yer yapmakla iş bitmiyor; işletmecilik zaafiyetleri gelen insanları ortamdan soğutuyor.Bunu burada bir kez daha anladım.

Ben buradan bir kaç ay önce de yine bir kahvaltı fırsatı almıştım.Annem kardeşim üçümüz gitmiştik. Fotoğrafları gören bir arkadaşım ne güzel yeşil mekan deyip te burada kahvaltıya gitmek istediğini belirtince. yine bir üç kişilik fırsat alıp kenara attım.
Vakit geçip arkadaşım gelemeyince aile bireylerine haydin kahvaltıya diyerek bu fırsatı zamanında değerlendirmek istedim ve düştük yine yollara.Bir 10 dk lık :) yolculuktan sonra kahvaltı mekanımızdaydık.



Ortam sakin ve güzel,fazla büyük bir alanı yok restoran olarak. Yan tarafta piknik yeri de var.Dere üzeri çardaklara sahip olması artısı.



Kahvaltısı vasat,hatta dikkatimi çeken 3 kişi geldiğimizdede 4 kişi geldiğimizde de aynı miktarda kahvaltılığın masada olmasıydı. Çaydanlığı altında ısıtıcı olmadan getirip koyuyorlar ki 10 dk sonra çay soğuyup su gibi içilmeye başlanıyor.
Onlara bu yanlışı düzelttireceğime, bir hata edip bir çaydanlık daha çay istedim.Acısını 10 TL daha fazla ödeterek çıkardılar :)

Mekan görünüm olarak güzel ama yiyecek ve servis olarak fazla beklentim yok azla da yetinirim diyorsanız.Şelale Alabalık sizleri bekliyor.


Fırsat Fiyat: 18.6 TL Normalde 25 imiş.Fırsat sitesinde 35 ten 18.60 a indirdik diyorlardı!(Aslında hiç te uygun bi fırsat değil hele ki masanın fakirliğine bakacak olursak yaktın beni arkadaşım :)
Ekstra demlik çay :10 TL(çayın sınırsız olması lazım gelirken ve olan çayın soğumasının sorumluları kendileri iken)
Sonuç olarak sanırım kendimi biraz enayi gibin hissettim :D

Kaneviçe takılar tokalara ufak ufak yeni parçalar ekliyorum.

Menekşe Toka

Gül Toka

Yüzükler

Kaneviçe ailesinin şimdiki tüm bireyleri bir arada :)

İstanbul'a Gider İken!

Hep İstanbul ahalisi buralara gelir ya iade-i ziyaret yapmak gerekir düşüncesiyle düştük yollara :)
İstanbu'a trenle gitmek bir klasiktir.İnsan farklı bir ruh halinde hisseder kendini...Özlemle anılan bir yakınına gidiyormuş gibi ağırdan heyecanlanarak,bir bir duraklar sayılarak.

Tuzla...Pendik....Bostancı... derken Haydarpaşa 'ya varış.

Köyden indik şehire esprileriyle cıvıldayarak, elimizde makinalar, bir kez daha Haydarpaşa'yı arşivlerimize katarak adım attık istanbul'a.



Önce bire karnımızı doyuralım,çaylarımızı içelim.İstikamet Nazım Hikmet...

Doğru Kadıköy'ün bağrına,kocaman ağaçlar altında serin avlu ve Piraye kahvaltısı.
Gelsin çaylar, yetmedi bir tane daha lütfen :)
Burada ne yenir ne içilir meraklısı için menü fotoğraflanıyor ve sohbete devam ediliyor.

Yolumuz uzun karşıya geçeceğiz.Vapur ,İstanbul'da yaşayanlar için sıradan bir günün sıradan bir ayrıntısı belki ama bizler için atlı karınca misali.Oradan buraya koşturup martıları diğer vapurları kadrajlamaya,arada birbirimize poz vermeye çalışarak geçiriyoruz bu kısa yolculuğumuzu.Doyamadık ama dönüşte de bineceğiz Yaşasın!

İnmeden önce tarih dolu son kareler...


Sultanahmet'e yürüyerek çıkmak, çeşit çeşit ülkelerden gelmiş insanları gözlemlemek,değişik dilleri duymak keyif verici.




Küçük bir meydan turu ve Caferağa Medresesinde çay molası.

Burada Türk İslam Sanatları üzerine kurslar veriliyor atölyelerde yapılan çalışmalar sergilenip satılıyor.Yine güzel bir avlu keyifli bir ortam.


İsteyenlere kısa süreli ebru yapımı da gösteriliyor anlaşılan; genç bir turist büyük bir ciddiyetle lale yapmakta idi ben dolanırken.Ben de zamanında ebru sanatı ile uğraşmış olduğumdan biraz seyrettim. Çok ta fena değildi çıkan sonuç :)

Adeta İstanbul huzurlu köşeler turu haline gelen gezimizde istikamet Küçük Ayasofya.. Bir arkadaşımız daha önce oraya gitmemiş.

Burada da sanat atölyelerinde çalışmalar yapılıyor ve sergilenip satılıyor.
Neyzen amcamdan izin isteyerek fotoğrafını çekiyorum.

Yine huzurlu havayı soluyarak sohbet ediyoruz.

Buralara kadar geldik bir Beyoğlu yapmadan olmaz diyerek yola düştük bile.

Kardeşimin yorulması nedeniyle İstiklal Caddesi'ni Tramvayla geçiyoruz.Bu arada tarihi binaları fotoğraflamaya çalıştım.Ne yazık ki çoğu net çıkmamış.



Tünelde grubun geri kalanıyla buluşup sallandık Galata'ya doğru.

Galata Kule'sinde hiç böyle bir kuyruk görmemiştim.Tüm meydanı ikiye bölen bir kuyruk yani.

Beklemenin sonunda kuleden İstanbul'u seyretme hakkını kazananlar işte böyle dizilmişler :)

Vee eve dönme koşuşturmacası.Karaköy'e vapura binmeden önce yolda kemirmek üzere balık ekmekler alınır.Ay ne lezzetliymiş diyerek yenir.Son son akşam ışığında Haydarpaşa fotoğraflanır.


Bekle bizi İstanbul yine geleceğiz diyerek Adapazarı Ekspresine binilir.

Evet İstanbul bekle.....

Bloglarda aradığınzıı bulmak istiyorsanız.Bakın bu ekip bir rehber oluşturmaya başlamış.Hoşuma gitti.En kısa zamanda zengin bir içeriğe kavuşacaklarına inanıyorum.

http://blog-rehberi.blogspot.com/

Daha başka neler yapabilirim derken kendimi kanaviçeden takılar,tokalar yapma fikrine kaptırmış buldum. Bunlar ilk örnekleri.Minik desenler yapmak çok keyifliymiş :)

Severek izlediğimiz dizi Spartacus'ün yıldızı, güzel bakan adam ''Andy Whitfield'' kanserle olan savaşını kaybetti. Benden bir ay kadar sonra doğmuş olan bu temiz yüzlü, genç adam için öyle çok üzüldüm ki ....

Geçen haftasonu biraz boş vakit bulunca elimdeki parçalardan kendime birşeyler yapmak istedim.
Bileklik hiç yapmamıştım.Önce onlara giriştim.

Fotoğraflara fon olarak kardeşimin henüz tamamlamadığı yağlı boya tabloyu kullandım.

Sonra da bu vintage kolyeler ortaya çıktı.

İlk fırsatta bunları kullanmak istiyorum.

YAYLA ALABALIK -2-

Merhaba....
Yeni eğlencem fırsat siteleri :)
Hergün bir göz atıyorum yeni neler var diye.Özellikle de civarımızdaki yeme içme fırsatlarını bulmaya çalışıyorum .Nasıl olsa gidiyoruz bari uygun bir fırsatla daha önce deneyimlemediğim mekanlara gidip ne var ne yok görelim.Derken Yayla Alabalık 2 deki kahvaltı fırsatı dikkatimi çekti.Hımm 2 kişi 19.90 serpme kahvaltı.Normalde buralarda kişibaşı 20-25 TL olduğunu düşünürsek iyi yani hem de gitmemiştik bi gidelim öğrenelim nedir nasıldır :) Diyereek ailenin kardeş ve kardeşten olma yeğen nüfusunu alıp düştük yollara.Yollara düştük dediğime bakmayın 5-6 dk lık bir yolculuktan sonra kahvaltı masasındaydık.Çünkü Yayla Alabalık bizimköy(Yanık) ile Maşukiye'nin arasında kalıyor.

Maşukiye sınırları içinde ve İzmit yönünden gelirken sol koldan bir yol ayrımıyla bi 300 metre sonra varılıyor.


Açılalı birkaç yıl oldu benim bildiğim.Kahvaltı ve Alabalık ağırlıklı çalışıyorlar.Biz gider gitmez hemen havuz kenarında yerimize alındık ve masamız donatıldı. Civardaki diğer tesislerin serpme kahvaltısından bir eksiğini göremedim.Sigara böreği patates kızartma ve kiremitte sucuklu(az sucuk :) yumurta olan kahvaltı 9.9 liralık fiyatına göre gayet güzeldi.Tek hoşlanmadığım mevzu çayın termosta gelmesiydi.Ama demi yerindeydi.

Bizim oturduğumuz havuzbaşı

Mekan fazla büyük değil.Değişik kamelyalar ile bahçe renklendirilmiş.Çocuklar için oyun alanı,park mevcuttu.

Servis fena değildi.Bizim ufaklık topuyla oynadı,küçük köprülerin üzeinden koşturdu.Biz de kahvaltının üzerine küçük bir mekan turu atıp fotoğraflar çektik.


Şu an itibarıyla hala fırsat ta devam ederken değişik mekanda kahvaltı yapmak isteyenlere, yakınlarda olup bizim gibi evde hazırlamaya üşenenlere :) bu fırsattan yararlanıp gelmelerini tavsiye ederim.

Hoşçakalın...