29 Ocak 2011 Cumartesi



Tek çiçeklerden oluşan kolyelerimden birkaçı...Bu fotoğrafları yüklerken yaz mevsimini ne kadar özlediğimi düşündüm bu soğuk ve yağmurlu kış gününde.Hadi yaz gel artık :)

24 Ocak 2011 Pazartesi







Fimo kolyelerimi fotoğrafladıkça paylaşıyorum.Pisi kedi ve çiçek bahçesi kolleksiyonlarımdan bir kaç parça ve inanırsakolurbence arkadaşım için birdysevda tarzı lolipoplarım. İşte buyurun....

Sueno Hotel Beach Side




Side Sorgun'da büyük bir otel.Sit alanını bitiminde Sorgun yönünde Side merkeze en yakın konumda.Merkeze 1 Km ve sahilden yürünerek gidilebiliyor.
Bu oteli seçerken bu yakınlığın da etkisi oldu.Zira tüm vaktimizi otelde geçirmek istemiyorduk.
Oteli seçmemdeki diğer faktörler ise gece programının zengin oluşu,lunaparkı(içimdeki çocuk seviyor) ve sahilinin çok güzel kumsal olmasıydı.
Gittiğimizde bu konularda beklentilerimizi karşılayan bir otelde olduğumuzu memnuniyetle anladık.
Bir kere denizi ve kumsalı harika, sahil boyunca Sorgun yönünde yürüdüğümüzde sahile sıralanmış diğer otellerden bile daha güzel kumsala sahip olduğumuzu farkettim.
Özellikle iskele çok güzel ve büyük,hatta ortasında barı var o derece yani :)




Otelin bol havuzu mevcut.Hangisi kullanışlı derseniz bizim en çok vaktimiz sabahları büyük aktivite havuzu,akşama doğru da gölevlerinin arasındaki sakin, kocaman, kıvrım kıvrım havuzunda geçti.
İki havuz arası da bir deniz yapmayı ihmal etmiyorduk tabii.Deniz otele uzak olmadığı için dolaşmak eziyet haline gelmiyor.
Odadan manzara..



Havuzların temizliği fena sayılmazdı.Neden böyle dediğime gelirsek,havuz etrafında çam ağaçları var ve dökülen yaprakları çoluk çocuğun da havuza taşıdığı bardak ıvır zıvırı da eklersek havuz kenarında bayağı bir çer-çöp birikiyordu.Ben bu havuz kenarı temizliğinin ihmal edildiğini gözlemlemiştim.Umarım geçen bu birkaç yıl içinde bu durum değişmiştir.

Sakinlik arıyorsanız doğru göl evleri havuzuna,ortasında bir barı da bulunan göle evlerinin arasında kıvrılan iki havuzdan oluşan bu kompleks burası.Jakuzi köşeleri ve masaj çeşmeleri ile kalbinizi fethedebilir.Bir küçük not bu barda taze portakal ve elma suyu servisi de vardı ;)

Burada beni üzen bir mevzu vardı ki bahsetmeden geçemeyeceğim.Havuzun etrafındaki çamlar kuruyor.Sanırım inşaat sonucu kökleri zarar görmüş ve kök yayılma alanları kısıtlandığı için birer birer kurumakta idiler.Yetkililerin çözümü zor bu duruma bir çare bulduğunu umuyorum.

Göle evleri havuzu..

Otelin odaları kullanışlı idi fakat bizim banyomuz su gideri açısından sorunluydu,sanki biraz bu konularda ihmalkarlık olduğunu düşündürdü bana.Binanın içi biraz kasvetli,biraz baygınlık verici renkler kullanılmış :)



Yemek mevzusuna gelince bana pek te 5 yıldızlı otel olarak tatminkar gelmemişti.Hayatımda tattığım en kötü köfteyi tecrübe ettikten sonra;pişirilip kenara konmuş yemeklerden çok gözümüzün önünde pişirilenleri tercih etmeye başladık ki en büyük keşfimiz teras kısmında yapılan moğol ızgarası oldu.Hani sebzenizi etinizi seçiyorsunuz,hemencik tavada çevirip pişiriyorlar.Kesintisiz birkaç gün bu şekilde yedik. Tatlı mevzusu gerçekten de bir olaydı.Çeşit az küçücük bir alandayer alıyor. Olan da hemen bitiyor. Artık gidip bakmıyorduk bile.

Bir de öğle yemeklerinin yendiği Side sokağı olayı var ki. Hiiç hoşuma gitmedi,harala gürele denir ya aynen öyle.Pide yapılan yerde hiç bir zaman kıymalı pide yok,peynirli patatesli... Lezzetsiz baştan savma hazırlanan yiyecekler.Çocukların heryere birşeyler dökmesi,okul yemekhanesinden beter.Kumpir yeme gafletine düşmüş ve haşlanmış patatesi öylesine yemekle arada hiç bir fark görememiştim.Öğle yemeklerini bir iki tecrübeden sonra orada yememeye karar verdik.Genelde göl evlerinin oradaki küçük restoranda, kısıtlı seçenekli ama sakin ortamı tercih ettik.

Side sokağı

İçki olarak kokteyl istediğinizde tang türü meyve konsantresine votka ekleyip veriyorlardı.Hiç sevmediğim şey.Amara'daki içki menüsü ve sunumuyla karşılaştırınca tam da burun kıvırılacak cinsten.

Sabahları çay bardağı ve çay kaşığı artı çay krizi yaşıyorduk .Çay makinelerini tavaf ettiğim bir sabahtı.Çaydanlıklar ağır ama çay akmıyor. Nedenki diye kapağını açıp baktığımda süzgecinin temizlenmemekten tıkandığını görmüş ve süzgeçi çıkarıp çayına kavuşmuş insanım :)

Alakartlar bol,yer ayırtmak kolay. Birkaç tanesine gittik.Sunum güzel,yemekler güzel ama mekan olarak izbe,dışarıyı görmeyen bir alanda kalıyor.Mimari dışarıdan güzel ama içeride hep bir kasvet hissi veriyordu. Balık Alakartın yeri hoştu açık alan,göl evleri havuzunun başında.


Gecelerin en dolu geçtiği otellerden sayabilirim Sueno'yu.İki gece zalten konser var.Ebru Günde ş ve Sibel Can.Önlerden yer kapmak için ya erkenden gidip yerleşmek gerekiyor ya da sıkılıp ayrılan turistleri iyi takibe almak :)




Uzakdoğudan gelen gösteri ekiplerini de seyretmeye değiyor.Ama şu yarışması bu yarışması yapan otel animasyonunu seyreymeye hiç vakit harcayamam.Öyle akşamlarda lunaparkın yolunu tutp dönmedolap ve çarpışan arabalarda çocukluğumuza dönmeyi tercih ettik.


Otelin bowling salonu,kartingi,buz pateni gibi değişik eğlence imkanları da var. Çocuğu olanlar hergün çocuklara bir miktar harçlık vermeyi göze alın bunlar hep ekstra ücretli.Lunapark için de başlangıçta 10 jetonluk bedavamız vardı.Sonrası ücretli!


Otel yaz boyunca değişik konseptte haftalar düzenleyerek farklı meşgaleler yaratıyor.Biz gittiğimizde spor haftası idi.Değişik uzmanlık alanları olan hocalardan,platesten müzikaller eşliğinde spora kadar farklı aktivitelere katıldım böylece.

Otelin yedi kaydıraklı aquaparkı var.Kaydırakları sevmeme rağmen ben hiç faydalanmadım. Çünkü çok dik geldiler bana göre.Böyle döne döne inenleri seviyorum ben :)


Gelelim sadede; güzel deniz,şehre yakınlık,renkli akşamlar,çocuklar için eğlence kompleksi diyorsanız tavsiye ediyorum.Fiyat performans dersek erken rezervasyon ile satın alırsanız değer sezonunda verilen paralara değmez.Benden söylemesi...


Göl evleri havuzunu tek geçiyorum.Animasyon spor olanakları bakımından tavsiye ediyorum.
Yemek konusunda beklentiniz yüksek olmasın diyorum.İyi tatiller...


21 Ocak 2011 Cuma



Büyük kırmızı güllü kolyemi ancak emeksensin ve pasajda listeleyebildim.Ama pasaja sinir olmaya başladım.Alt kategori olarak cabochon seçtiğim halde ürünüm o başlık altına alınmıyor.Kaç kere derdimi anlatmaya çalıştıysam nafile.Sanki ben beceremiyormuşum gibi..... Şu kategoriden bu alt kategoriyi seçin o zaman olur...cevapları.... Biliyorum yapıyorum,ama çıkmıyor sizde yanlış olan birşey var bunu bulmaya çalışsanız di mi ama .Offff......

20 Ocak 2011 Perşembe







Nihayetinde fimo kolyelerimi de fotoğraflayıp pasajımda listelemeye başladım.Fimo ile uğraşmak emek istiyor.Ama o rengarenk sonuçları aldıkça insanın daha da yeni birşeyler yapası geliyor.

19 Ocak 2011 Çarşamba


Bunları dün akşam yaptım,hemen fotoğraflamak,paylaşmak istedim.Biraz sunni ışık altında kötü çıktı fotoğraflar.En kısa zamanda gün ışığında etiketimle fotoğraflamalıyım.








Kocaman çiçek sevenlere...



















Renklerin uyumu harika oldu...

18 Ocak 2011 Salı

Sapanca-Kırkpınar

Sapanca -Kırkpınar

Memleketimi anlatayım biraz da... Kırkpınar'dan başlayalım bakalım rüzgar zamanla nerelere savuracak. Belediyelerin birleşmesine kadar Kırpınar Belediyesi iken şimdi sanırım Sapanca'nın mahallesi konumunda olan Sapanca adının önüne çıkmaya başlamış şirin beldemiz Kırkpınar. Düzgün şehirleşmesi,yeşilliği,uzun göl kenarı sahili, belde içi sosyal olanakları,kültürel etkinlikleri ile farkını daima göstermiştir. Daha çok İstanbul'dan gelen site sakinleri ile yazları daha bir kalabalıklaşır. Kafeleri,restoranları gündüzleri rengarenk, geceleri ışıl ışıl görüntüsüyle dolar taşar. Kırkpınarın sanatsal kültürel etkinlikleri her geçen gün artarak devam ediyor. Birkaç yıl önce yapımı tamamlanan kültür ve sanat kompleksinin içinde anfi tiyatro,kapalı yüzme havuzu,açık kaydıraklı havuz,spor salonu,sauna bulunuyor. Birkaç kez havuzuna gittim yaz sıcağında serin serin kapalı havuzda yüzmek çok hoşuma gitmişti.Dikkat bonesiz girilmiyor :) Temmuz ayı boyunca Sanat Akşamları düzenleniyor bu komplekste. Anfi tiyatrosunda ünlü sanatçıların konserleri ve tiyatro gösterileri yaz aylarında çevre insanını beldeye çekiyor. Yine Temmuz ayının başında Kırkpınar El Sanatları Festivali düzenlenmekte.İki yıldır yapılmasına karşın büyük ilgi ve katılım ile gerçekleşiyor. El sanatları standları bu yıl Ramazan ayı boyunca da açıldı,yaz aylarında iftar sonrası kendini değişik bir alternatif oluşturdu belde sakinlerine. Kırkpınar'ın göl kenarında uzunca bir sahili mevcut.Bu sahilin bir kısmında kafe ve restoranlar yer alırken devamında dar bir yürüyüş ve araç yolu(ben bu kısmını hiç sevmiyorum) bulunuyor. Bu yoldan devam edip Green Blue Restoranı geçtikten sonra kürek klübünden itibaren çok daha güzel bir sahil yürüyüşüne hazır olun.Bir tarafta göl diğer tarafta yeşillikler.Kurtköy piknik alanına kadar ferah bir yürüyüş yolu sizleri bekliyor.


Göl kenarı ile merkez arasında birkaç km lik mesafe var.Genelde araç ya da bisiklet ile gitmeye uygun.Aradan tren yolu ve otoban geçiyor.Ben şahsen güzel bir yürüyüş yolu bağlantısı yapılsın isterdim.Sahil merkezden kopuk çünkü. Son zamanlarda iç turizm daha da hareketlendi ve küçük büyük oteller açılmaya başlandı. Güral Sapanca Wellness Park Hotel beş yıldızlı seçenek, Talia Hotel var tam merkezde, Yeşil Otel beldeye girişte. Yani konaklamak isteyenler için her keseye uygun seçenekler var. Yeme-içme, cafe seçenekleri oldukça fazla.Mantıdan dürüme, alabalıktan ıslama köfteye kadar farklı seçenekler.Hani bir bir yazsam mı diye düşündüm ama başka bir yazı konusu olacak kadar çoklar :) Bir ara bu konuyu kapsamlı ele alacağım .
İstanbul'dan otobandan gelince sadece bir saatmiş.Ben ölçmedim söyleyenlerin yalancısıyım :) Ama buralarda bu güzel imkanların ortasında bulunmaktan gayet memlunum. Yolunuz düşerse beklerim...